Elde, çantada keklik kuşatılmış medya yayınlarının çatlak sesli havalar yayma çabalarına sakın ola ki aldanmayalım. Ülkemiz için umut verici Aydınlanmanın yolunu açmışlar. Siyasetçiler bizden daha deneyimli olarak, bildim bileli seçim zamanları yaklaştı mı kadınlardan gelen seslere daha çok kulak verirler. . Öncelikli birebir sorunlar üzerinden, hak aranan eylemlerden, saklanamayan görüntülerinden söz ediyorum. ***Bana inanmıyorsanız ekranların sipariş canlı yayınlarına kulak asmadan, tümünün birden güncel haberleri, gelişmeleri verdikleri kısa görüntülü, kadın ağırlıklı eylemlerin görüntülerin, şöyle yakın plandan karelerine dikkat edin. . Bir gün öncesinin uzun yürüyüşünde ayaklarında toplanmış kabarcıkları, iğne ile patlatıp yeniden çoraplarını, ayakkabılarını giymiş olarak en önde, “Ölmek var dönmek” yok sloganı ile erkekleri direnmeye zorlayan kadınlar. Zonguldak direnişinden, bir avuç merkezlerden, yan işlerde çalışan kadınlara, halktan, ailelerden katılan, en ön saflarda direnmede hiç yorulmayan kadınlar. Geçmişin belleğime kazınmış, sonuçlarını hep birlikte paylaştığımız örnekleri çağrıştırıyorlar. Ülkemiz, dünya örneklerinin her biri için, her zaman geçerli olduğu üzere birlikte toplumsal patlama üretmenin yol yordamları ile yola çıkmışlar. İşçi sınıfının, solun genel yükselişi yıllarından, 15-16 Haziran türü eylemlerden örneklerle uzatacak değilim. Yaşamın yükünü, sorunlarını yüklenmiş kadın ağırlığının çok çarpıcı olduğu coşkulu kalabalıklar, sloganları. Kadınlar öncelikle çocuklar, yaşlılarının karınlarını doyuracak çareleri üretemez noktada, isyan bayraklarını çıkarıvermişler. İşin özeti kapı kapı dolaşarak sandık başlarında koşturan ağır işçiliklerin sorumluluğu kadınlarda, koltukların paylaşımında ise ağırlık hep erkeklerdedir. Örneğin Ecevit’in seçim sonuçlarında patlama yarattığı dönemden, İstanbul Kocamustafa Paşa Caddesi’nde gerçekleşmiş bir mitingin görüntüleri belleğimde capcanlı kalmış. Uzun yılların sorunlarının birikimi ile en ağır bedelleri yüklenenler olarak, bu dönemdeki çıkışlarında öyle verilen talimatlara papuç bırakacak niyetten, tıynetten kopmuş, davranışları sergiliyorlar. . ",. Dikkatimi çeken ülkemizde toplumsal, sosyal değişimlerin yaşandığına tanıklık ettiğimiz geçmişteki anlamlı süreçlerin herbirinde olduğu üzere, kadınların bu seçimlere dönük sokak davranışlarındaki güçlü özgürleşme, özgünleşme. En önemlisi de siyasette bir yerlere gelebilmelerine hep kapıları kapatıyor olarak seçim kampanyalarında kadın seferberliğini yeğlerler. Uydurmuyorum, sokaktan gelen sesleri dinleme alışkanlığım, pratiğimle, her gün tanıklık ettiğim güncel ilişkiler, diyaloglar üzerinden çıkarım yapıyorum. Evlerde ocaklar çalışmıyor. Her sınıf, her kültür, her kimlikten kadınlar, kol kola girmiş, birlikte kararlı, çok coşkulu haykırışlarını paylaşıyorlar. Sokaklardaki mırıldanmalar, itiraz sesleri giderek yükseliyor. En değerlisi de kulak tırmalamak yerine, toplumsal davranış kalıpları içinde daha gür seslerin yükseldiği eylemlerde artış yaşanıyor. Abarttığımı düşünebilirsiniz ancak kişisel gözlemim seçimlere yaklaştıkça siyasal erkten, tavandan gelen zorlamaların yerine, tabandan gelen seçmenin iç seslenişlerinin yükselişine tanıklık edeceğiz.
En değerlisi de kulak tırmalamak yerine, toplumsal davranış kalıpları içinde daha gür seslerin yükseldiği eylemlerde artış yaşanıyor. ***Bana inanmıyorsanız ekranların sipariş canlı yayınlarına kulak asmadan, tümünün birden güncel haberleri, gelişmeleri verdikleri kısa görüntülü, kadın ağırlıklı eylemlerin görüntülerin, şöyle yakın plandan karelerine dikkat edin. En önemlisi de siyasette bir yerlere gelebilmelerine hep kapıları kapatıyor olarak seçim kampanyalarında kadın seferberliğini yeğlerler. Ülkemiz için umut verici Aydınlanmanın yolunu açmışlar. Yaşamın yükünü, sorunlarını yüklenmiş kadın ağırlığının çok çarpıcı olduğu coşkulu kalabalıklar, sloganları. İşçi sınıfının, solun genel yükselişi yıllarından, 15-16 Haziran türü eylemlerden örneklerle uzatacak değilim. Siyasetçiler bizden daha deneyimli olarak, bildim bileli seçim zamanları yaklaştı mı kadınlardan gelen seslere daha çok kulak verirler. . Geçmişin belleğime kazınmış, sonuçlarını hep birlikte paylaştığımız örnekleri çağrıştırıyorlar. Zonguldak direnişinden, bir avuç merkezlerden, yan işlerde çalışan kadınlara, halktan, ailelerden katılan, en ön saflarda direnmede hiç yorulmayan kadınlar. Bir gün öncesinin uzun yürüyüşünde ayaklarında toplanmış kabarcıkları, iğne ile patlatıp yeniden çoraplarını, ayakkabılarını giymiş olarak en önde, “Ölmek var dönmek” yok sloganı ile erkekleri direnmeye zorlayan kadınlar. ",. . Sokaklardaki mırıldanmalar, itiraz sesleri giderek yükseliyor. Dikkatimi çeken ülkemizde toplumsal, sosyal değişimlerin yaşandığına tanıklık ettiğimiz geçmişteki anlamlı süreçlerin herbirinde olduğu üzere, kadınların bu seçimlere dönük sokak davranışlarındaki güçlü özgürleşme, özgünleşme. İşin özeti kapı kapı dolaşarak sandık başlarında koşturan ağır işçiliklerin sorumluluğu kadınlarda, koltukların paylaşımında ise ağırlık hep erkeklerdedir. Uzun yılların sorunlarının birikimi ile en ağır bedelleri yüklenenler olarak, bu dönemdeki çıkışlarında öyle verilen talimatlara papuç bırakacak niyetten, tıynetten kopmuş, davranışları sergiliyorlar. Ülkemiz, dünya örneklerinin her biri için, her zaman geçerli olduğu üzere birlikte toplumsal patlama üretmenin yol yordamları ile yola çıkmışlar. Örneğin Ecevit’in seçim sonuçlarında patlama yarattığı dönemden, İstanbul Kocamustafa Paşa Caddesi’nde gerçekleşmiş bir mitingin görüntüleri belleğimde capcanlı kalmış. . Evlerde ocaklar çalışmıyor. Elde, çantada keklik kuşatılmış medya yayınlarının çatlak sesli havalar yayma çabalarına sakın ola ki aldanmayalım. Kadınlar öncelikle çocuklar, yaşlılarının karınlarını doyuracak çareleri üretemez noktada, isyan bayraklarını çıkarıvermişler. Abarttığımı düşünebilirsiniz ancak kişisel gözlemim seçimlere yaklaştıkça siyasal erkten, tavandan gelen zorlamaların yerine, tabandan gelen seçmenin iç seslenişlerinin yükselişine tanıklık edeceğiz. Uydurmuyorum, sokaktan gelen sesleri dinleme alışkanlığım, pratiğimle, her gün tanıklık ettiğim güncel ilişkiler, diyaloglar üzerinden çıkarım yapıyorum. Öncelikli birebir sorunlar üzerinden, hak aranan eylemlerden, saklanamayan görüntülerinden söz ediyorum. Her sınıf, her kültür, her kimlikten kadınlar, kol kola girmiş, birlikte kararlı, çok coşkulu haykırışlarını paylaşıyorlar.